21 Haziran 2011 Salı

Fondü aşkı !

Diyet biteli çok oluyor... İstediğim kiloya da ulaşmıştım değil mi:) Şimdi eski yeme alışlanlıklarına geri dönme zamanı. Şimdilik çikolatalısını denedim. Sonuç mükemmel:)

İlk fırsatta peynir eriterek de deneyeceğim.


20 Haziran 2011 Pazartesi

Dansediyorum... taralaralaaararaaaaaa:)


Dansediyorum...
Etmeye çalışıyorum...
Yok yok öğreniyorum:)
Üç hafta kadar önce tango dersleri almaya başladım. Çok uzun zamandır istediğim ama bir türlü başlayamadığım danstı. Gerçi yalan olmasın, salsa mı tango mu ya da başka birşey mi ne olacağına bir türlü karar veremiyordum. Salsaya daha çok eğilimliyken, bir arkadaşımın beni milongaya götürmesiyle evet dedim, tangodur dans. Hem dansı çok sevdim, hem dans ayakkabılarını, hem de kıyafetleri...
Evet tahmin edileceği gibi daha ilk derse başlamadan dikeceğim dans eteklerinin hayalini kurmaya başladım. Saçıma takacağım tokadan, süreceğim ojeye kadar...

Efenim renkli, simli, pullu tokalar yaptım. Bilahare fotoğraflarını koyacağım.
Burada düzgün kumaş yok diye taa Shenzhen'e (Çin) gidip metrelerce kumaş aldım. (Bilmeyenler için not: Burası Hong Kong)
Daha dans ayakkabılarımın siparişini veremeden, ayakkabıları taşımak için şık çantalar yaptım:)
Youtube'daki nerdeyse bütün tango videolarını izledim...
Vur diyince öldür böyle birşey olsa gerek...

Bugün pullu ayakkabı çantamız huzurunuzda olacak.

Malzemeler: Saten kumaş, pul işlemeli tül kumaş ve iki ucu püsküllü kalın ip


Çantanın boyutunu ben ayakkabı sığacak kadar hesapladım. Sonra ön ortaya gelecek şekilde pullu kumaşı kesip, (makine pul dikmediği için) elde saten kumaşın üstüne iliştirdim.



Dikişi arka ortaya gelecek şekilde bir torba diktim. Sonra torbanın ağzını, içinden ip geçirilecek şekilde kıvırdım.


Bu da bitmiş hali... Güya ayakkabı çantası ama şu haliyle bütün el çantalarımdan daha şık ve süslü oldu.
Öyle şıkır şıkır süslenip dans gecelerine giderken elimde naylon çantayla ayakkabı taşımayayım değil mi:)

24 Mart 2011 Perşembe

Birisi keçe mi dedi?

Keçe işi yapmak çok zevkli, onlar ne güzel renkler öyle... Bunlar da benim yaptıklarımdan örnekler. Dekoratif nazarlık, telefon kapları...








Yar bana bir eğlence...

Geçen hafta, daha önceden çanta yapmak için aldığım kumaşları bir önlükle değerlendirmeye karar verdim. Sonuç aşağıda. Gördüğünüz üzere önlük iki taraflı. Ön yüzü kot kumaştan, arka yüzünü de pötükare (böyle yazılıyordur umarım:)) kumaştan yaptım. Her iki yönüde kullanılabilir. Yemek yaparken ki moduma göre artık:)  Ayrıca bu model herhangi bir kuşak bağlamak zorunda olmadığınız için çok kullanıştı. Önlüğü giyiyorsunuz bitiyor.




Bu da artan kumaştan yaptığım minik kese. Boyutları yaklaşık 15 x 20 cm. Sabah kahvaltısı için hazırladığım sandviçimi önce bu keseye sonra çantama koyuyorum, renkli renkli görmek pek hoşuma gidiyor.



Diyetteyim

Son günlerdeki eğlencem, daha doğrusu meşgalem, kalori hesabı yapmak:) Tahmin edileceği üzere diyet yapıyorum. Hayatımın en ciddi diyeti denebilir. Elimde bir mutfak terazisi, ekmek, peynir, elma.. herşeyi tartıyorum. Ne gıcıkmış yediklerine sınır koymak. İnsan gecenin bir vakti koca bir dilim çikolatalı pasta yemeyi özlüyor. Ama çekilen eziyetin sonucunu görmek çok sevindirici. Birinci haftanın sonunda diyetimin başarılı gittiğini anlıyorum. Ne diyim, diyet yapan herkese allah sabır versin:)

Bu arada taaa yıllar önce öğrendiğim bir kalori hesabı var, paylaşmadan edemeyeceğim.
Vücudumuzun ihtiyaç duyduğu kaloriyi hesaplıyoruz. Sonra da normalde almamız gereken kaloriden günlük 500 kal. azaltıyoruz. Günlük 500 kalori, haftada yarım kilo vermek anlamına geliyor (ideal olanı yani:))

Hesaplama şöyle; kilonuz x 24 +500 = günlük kalori ihtiyacımız
kilo x 24, vücudun normalde yaktığı kaloriyi, 500 kalori de günlük hareketlerimizle yaktığımız miktarı gösteriyor.

Örneğin ben, 60 kiloyum, 60 x 24 +500 =1940 kalori almam gerekir. Ben günlük 1400 kalori kadar almaya çalışıyorum ki, bir ayın sonunda 58 olayım:) İnanıyorum kesin olacağım:)))

23 Şubat 2011 Çarşamba

Hikayem…


Elinden her iş gelen bir babanın ve mutfakta süper başarılı bir annenin kızı, iki güzel kardeşin ablası, ailesine çok değer veren, dostlarını kardeşlerinden ayrı tutmayan, kendi çapında yetenekli ve pratik bir insan... İşte mucit inek...

Ankara'da doğdum, büyüdüm. Ancak bir gün kahpe felek beni uzağa, en uzağa, uzak doğuya attı... Gerçi ne yalan söyleyim burada da güzel bir hayatım var. Daha önce hayalini bile kurmadığım şeyleri tecrübe ediyorum. Ama gel gör ki, sevdiklerimin özlemi herşeyden ağır basıyor. Bazan kendimi "bırak ulan işi gücü, senin ne işin var burada" diye söylenirken buluyorum. Ama görüyorsunuz hala buradayım. Neyse efenim...

İşim aslında çok yoğun, ama hem uzakta hem de stres altında çalışınca deşarj olmak için farklı şeyler yapmak gerekiyor. Ben de gelir gelmez resim, seramik, cam, dans... vs bir sürü kurs araştırdım. Yerleştikten bir kaç ay sonra da kendimi çekik gözlülerle birlikte bir seramik kursunda çamur yoğururken buldum. Yeteneksiz kadınlar memleketi burası. Ellerinden iş gelmez, dikiş bilmez, örgü bilmez, yemek yapmaz... (ama çok güzel makyaj yaparlar) İşte bu yüzden hızlı ilerlemem ve gösterileni ilk seferde yapabilmem beni çekik hocanın gözde öğrencisi yaptı. Ancak iş çıkışı kurs yollarına düşmek zor gelince, seramik maceram, bir iki hediyelik, mutfak eşyası, aksesuar vs ile son buldu. (Ama fakat lakin... ilk bulduğum haftasonu kursuna tekrar başlayacağım).
Bu sırada boş durmadım tabii, gidip kendime resim malzemeleri, çizim kitapları, sanatsal bilimum malzeme, yünler, şişler ve bir de dikiş makinesi aldım. Evimin 40 küsür metrekare olduğunu hesaba katarsak, tüm bunlara yer bulmak da evi düzenli tutmak da çok zor. Ama olsun, ne de olsa yalnız yaşıyorum. Dağınıklık da temizlik de herşey benim için:)
Peki işten bunlara vakit bulabiliyor muyum??? Çoook az. Şimdi bir de olmayan vaktimle bu blogda yazmayı, yaptıklarımı paylaşma hayali kuruyorum. Hadi bakalım, allah bana da okuyanlara da sabır versin. 

Seramiğe ilk başladığım günlerden. Henüz fırınlanmamış kuruyemişlik.

Bu da kürdanlık





 


22 Şubat 2011 Salı

Mucit inek huzurda

Sevgili arkadaşlarım, müstakbel izleyicilerim... uzak diyarlardan hepinize merhaba.
Karşınızda mucit ineeeekkkk...